Anonim Şirketlerde İç Yönerge
Okuyacağınız blog yazısı, 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) düzenlenmekte olan “iç yönerge”
kavramı hakkında bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Bu kapsamda ilk olarak
iç yönergenin tanımı, kanundaki yeri ve gelişim süreci aktarılıp akabinde iç
yönergenin düzenlenme usul ve esaslarına değinilecektir.
I. İç Yönerge Kavramı
Genel olarak iç yönerge, şirketlerin genel
kurul çalışma esas ve usullerine ilişkin kuralları içeren düzenlemeyi ifade
etmektedir. TTK’nın 419/2 maddesi gereği, anonim şirket yönetim kurulu,
genel kurulun çalışma esas ve usullerine ilişkin kuralları içeren, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı tarafından asgari unsurları belirlenecek olan bir iç yönerge
hazırlar ve genel kurulun onayından sonra yürürlüğe koyar[1]. Bu iç yönerge tescil ve ilan edilir. Söz
konusu düzenleme TTK’nın kabulüyle[2] birlikte getirilmiş olup tamamen
yeni bir düzenlemedir[3].
İç yönergede genel kurulun çalışma esas ve
usulleri belirlenmesinin yanında yönetim kurulunun yetki devrine ilişkin karar
da alınabilmektedir. Bu husus “yönetim devri” başlıklı TTK 367. maddesinde
düzenlenmiştir. Buna göre;
“(1) Yönetim Kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği
bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç
yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu
iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan
görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi
sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Yönetim kurulu, istem üzerine pay
sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya
koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirir.
(2) Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm
üyelerine aittir.”
Görüldüğü üzere bu düzenleme ile eski
düzenlemeden farklı olarak yönetim ve temsil ayrımı benimsenmiş ve
bu maddede sadece yönetim devri düzenlenmiştir. Böyle bir devir yapılmasının ön
koşulu olarak da “iç yönerge”nin hazırlanması olduğu belirtilmiştir.
Yeni düzenlemeyle yönetim yetkisi kısmen
veya tamamen bir veya birkaç üyeye bırakabileceği gibi tümüyle üçüncü kişilere
de devredilebilmektedir. Devredilmediği takdirde ise yönetim, kurulun
tüm üyelerine aittir. Ayrıca belirtmek gerekir ki yönetim yetkisinin
devredilmiş olması TTK m. 368 ile getirilmiş olan ticari mümessil ve vekil
atama yetkisini kapsamamaktadır. Bu yetki münhasıran yönetim kuruluna verilmiş
olup devredilmesi mümkün değildir.
Temsil yetkisi ise TTK m. 370’te
düzenlenmiştir. Buna göre;
“(1) Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden
oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna
aittir.
(2) Yönetim Kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas
üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim
kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.”
Görüldüğü üzere esas sözleşmede hüküm
bulunması şartı yönetim devrinde öngörülmüşse de temsil yetkisinin devrinde
öngörülmemiştir. Dolayısıyla esas sözleşmede hüküm bulunmadığı durumlarda
yönetim yetkisinin devredilememesine karşılık temsil yetkisinin
devredilebileceği gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır[4].
Temsil yetkisinin devrinin kapsam ve
sınırları ise TTK m. 371 ile belirlenmiştir. Bu maddenin dört fıkrası önceki
Kanundan aynen alınmış, ikinci ve son fıkraları ise yenidir. Önemli yenilik TTK
m. 371/2 ile getirilmiş olup temsile yetkili kişilerin üçüncü kişilerle işletme
konusu dışında yaptığı işlemler de ilke olarak şirketi bağlayacaktır. Bununla
birlikte üçüncü kişinin yapılan işlemin şirketin işletme konusu dışında kaldığını
bildiği veya durumun gereğinden bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilirse,
şirket sözleşme ile bağlı olmadığını ileri sürebilecektir[5].
Bu başlık altında son olarak değinilmesi
gereken husus ise TTK m. 375’te düzenlenmiş olan yönetim kurulunun devredilemez
görev ve yetkileridir. Buna göre;
“(1) Yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri
şunlardır:
a) Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi.
b) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi.
c) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde,
finansal planlama için gerekli düzenin kurulması.
d) Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz
bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları.
e) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas
sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun
hareket edip etmediklerinin üst gözetimi.
f) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere
defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim
açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul
toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi.
g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması.”
Burada özellikle “e” bendinin varlığına
dikkat çekmek gerekmektedir. Sorumluluğun dağıtılması için yönetim devrinin
yapıldığı dikkate alındığında her ne kadar yönetim devredilmiş olsa da bu
yetkinin iç yönergede belirlendiği şekilde kullanılıp kullanılmadığının üst
gözetim yükümlülüğü devam etmektedir. Bu anlamda üst gözetim yetkisinin
devredilemeyeceği düzenlenirken bu konuda Şirket yönetim kuruluna üst denetim
yapma zorunluluğu getirmektedir.
II. İç Yönergenin Düzenlenme Usul ve Esasları
A. İç Yönerge Düzenlenişi
Yukarıda da ifade edildiği üzere iç
yönerge, yönetim kurulunun yetki devrine ilişkin bir karar alabilmesinin ön
koşuludur. Zira iç yönerge hazırlanmaksızın salt esas sözleşmedeki yetki devri
maddesine dayanılarak veya esas sözleşme değişikliği ile yetkinin devredilmesi
mümkün değildir[6].
Yetki devrine izin verilip verilmediği esas sözleşme ile kararlaştırılmaktadır[7]. Yetki
devrine izin verilmiş olması halinde bu yetkinin nasıl devredileceği, hangi
yetkilerin devredilebileceği veya hangilerinin devredilemeyeceği, bu yetkilerin
kimlere devredilebileceği hususları iç yönerge ile düzenlenmektedir. Bu nedenle
esas sözleşme ile yetkilendirilen Yönetim Kurulu yetkilerini devrini
gerçekleştirmeden önce iç yönergeyi hazırlamalıdır[8].
TTK m.367’ye göre iç yönerge, şirket
yönetimini düzenleyecektir. Hazırlanacak iç yönergede yer alması ve almaması
gereken bazı hususlar vardır. Kanunda düzenleme altına alınan, iç yönergede yer
alması gereken asgari unsurları sıralamak gerekirse:
– Anonim Şirketin yönetimini düzenleyecek, yönetim kurulu ile yönetimin
statüsünü ve yetkilerini gösterecektir. İç önergede,
şirket yönetiminde yer alan tüm birimlerin belirlenmesi, bu birimler arasındaki
hiyerarşik ilişkinin tespit edilmesi ve karar alma süreçlerinin açıklanması
gerekir.
– Murahhasların görev yerlerini belirleyecektir. Murahhaslara ilişkin hükümlerin ayrıntılı şekilde düzenlenmesi gerekir.
Murahhasların birbirleri ile olan ilişkisi, hiyerarşik yapıları, murahhasların
görev süresi ve hangi hallerde görevlerinin sona ereceği hususları yönergede
açıkça düzenlenir.
– Kişilerin görev şemasındaki yerini işaretleyecek, kimin kime bağlı/sorumlu
olduğunu ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu gösterecektir. Buna göre iç yönergeye eklenecek bir örgüt şemasıyla yöneticiler
arasındaki hiyerarşik yapının açıkça belirlenmesi gerekir. Şemada her bir
organın veya birimin fonksiyonunun açıklanması, şirket yönetim yapısının mevcut
durumunun yansıtılması gerekir.
Yer alması gereken asgari unsurlar dışında
yönetim kurulunun organ fonksiyonunu yerine getirmesi için önem arz eden her
husus iç yönergede düzenlenebilir. Şirketin organizasyon yapısının büyük ve
kapsamlı olması halinde iç yönerge içeriğinin de kapsamlı olması ve ayrıntılı
olması beklenmektedir. Buna kapsamda Kanun ve genel uygulamaya göre iç
yönergede düzlenecek bilgiler şunlardır:
– İç Yönergenin Dayanağı: TTK’ya göre yetki devri esas sözleşmede
devre izin verilmesi ve buna ilişkin iç yönerge hazırlanmış olması halinde
mümkün olabilecektir[9].
İç yönergenin hazırlanmasında esas sözleşme şartının da gerçekleştiğini
belirtmek maksadı ile yönetim kurulunun yetkilerini yönetim kurulu üyelerine
veya üçüncü kişilere devretmesine izin veren sözleşme hükmüne atıf yapılır.
– İcra Organları: Şirketin yönetimini üstlenen organlar
yazılır. Örneğin Yönetim Kurulu üyeleri, Yönetim Kurulu Başkanı, başkan
yardımcısı, komiteler vs. bu maddede açıklanır. Bu maddede yazılı organların
şirketi temsile ve yönetime yetkili oldukları, bu yetkiye dayanarak da
temsil/yönetim yetkisini sınırlı olarak devredebildikleri anlaşılmaktadır.
– Yönetim Kurulu: Yönetim Kurulunun iç organizasyonu ve
komiteleri hakkında bilgi verilir. Yönetim kuruluna seçilme
ölçütleri yazılır. Yönetim Kurulunun ve pek tabi görevi/yetkiyi devralacak
kişinin özen ve sadakat yükümlülüğüne dikkat çekilir ve özen yükümlülüğüne
aykırı bir halde hangi cezai hükümlerin uygulama alanı bulacağına yer verilir. Üyeliği
sona erdiren özel sebepler yazılır. Yönetim kurulunda görev
alanların, görev sürelerinin/kaç kez seçilebileceklerinin sınırı belirlenir.
Başka bir şirketin veya vakfın yönetiminde görev alması halinde görevinin sona
ereceği ifade edilir. Yönetim kurulu komitelerinin nasıl kurulacağı
görev ve yetkileri, görev süreleri, murahhaslarla ilişkileri vb. konular
düzenlenir. Yönetim kurulu üyeleri veya yöneticilerin müzakerelere
katılmaması, şirket belgelerini iade etmesi konusu, kimin bilgi vermeye yetkili
olduğu, sır saklama yükümlülüğü ve cezai şartlar açıklanır.
– Yönetim Kurulu Toplantıları: “Yönetim kurulunun
çalışma şekli” başlığı altında sayılabilecek hususlar sıralanır. Yönetim
kurulunun hangi zaman aralıklarında toplantı yapacağı, toplantılara
davet usulü, gündemin nasıl oluşturulduğu, toplantı nisabı vb. konular
açıklanır. Genel kuruldan sonra toplanan yönetim kurulunun görev taksimi
yapmasına ilişkin süreç açıklanır.
– Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri: Yönetim Kurulu
başkanının, başkan vekilinin ve üyelerin münferit görev ve yetkileri
belirtilir. Özellikle yönetime ilişkin yetki ve sorumlulukların açıklanması ile
yönetim yetkisinin devredilmiş olmasına göre murahhaslarla olan ilişkiler de
düzenlenir. Yetki kapsamı belirlendikten sonra yönetimin üyelerden birine veya
üçüncü kişiye devrine ilişkin hüküm düzenlenir. Görev ve yetkinin
ayrıntılı olarak düzenlenmesi gerektiğinden Yönetim kurulunun veya yönetim
kurulu komitesinin onayına bağlı tutulan riskli işlemler de iç yönergede yer
alabilir.
– Yönetim Kuruluna Atanacak Üyelerin Nitelikleri: Yönetim kurulu üyeliğine, murahhas üyeliğe ve murahhas müdürlüğe,
yönetim birimlerine seçilecek veya atanacak kişilerin sahip olması gereken
nitelikler belirlenir.
– İmza Yetkisi/Temsil: Şirketi temsil etmeye ilişkin olarak
kimlerin imzaya yetkili oldukları belirlenir.
– Denetim Sistemi: Yönetim kurulu üyelerinin veya yönetim
yetkisini kullanan kişilerin nasıl denetleneceği düzenlenir.
– Bilgi Akışı ve Raporlama: Şirketin yönetimi
kapsamında kimin, ne zaman ve nasıl bilgi vereceği düzenlenir.
İç yönergede yer alması gereken zorunlu
unsurların yanı sıra, iç yönergede yetki devrine ilişkin dikkat edilmesi
gereken en önemli husus, belirli yetkilerin devredileceği kişilerin
isimlerinin yönergede yer almaması gerektiğidir. Buna göre iç
yönergede, sadece imza grupları ve yetki çerçevesi vb. hususlar yer
alacak ancak belirlenen yetkilere atanan kişilerin isimleri
kesinlikle yer almayacaktır.
B. İç Yönergenin Kabul Edilmesi
Düzenlenmesi gereken zorunlu ve asgari
konuları içeren iç yönergenin Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararı ve Genel
Kurul Kararı ile kabul edilmesi gerekir. Buna göre hazırlanan ve imzalanan iç
yönerge ekte yer aldığı şekilde kabul edilir ve Genel Kurulun onayına sunulur.
TTK m. 367’ye göre yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya
değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç
yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirecektir.
Yönetim Kurulu kararı akabinde Genel
Kurulda da kabul edilen iç yönerge ticaret siciline tescil ve ilan edilecektir.
İç yönergeyle belirlenen yetki ve görevlere atanacak kişiler
(Ad/Soyad/T.C.Kimlik Numaraları belirtilerek) iç yönergenin tarih ve sayısına
atıf yapılmak suretiyle alınacak Yönetim Kurulu Kararı veya Genel Kurul Kararı
ile belirlenecektir. Açıkladığımız üzere atanacak kişilerin isimlerinin iç
yönergede yer alması mümkün değildir. Ancak atanacak kişileri belirleyen
kararda, iç yönergedeki hangi yetkilerin devredildiği, kişilerin şirketi temsil
ve ilzama yetkili kılınmalarının münferit mi müşterek mi olduğunun belirtilmesi
gerekmektedir.
KAYNAKÇA
[1] 28.11.2012 tarih ve 28481 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Anonim
Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda
Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik”
[2] TTK. 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış olup 1
Temmuz 2012’de yürürlüğe girmiştir.
[3] Kendigelen Abuzer; Yeni Türk Ticaret Kanunu Değişiklik, Yenilikler ve İlk
Tespitler, Değişiklikler İşlenmiş ve Güncellenmiş 2. Bası, Oniki Levha İstanbul
2012, s. 318.
[4] Kendigelen; s. 261.
[5] Kendigelen; s. 261.
[6] Doğan Fatih Beşir; Anonim Şirketler Yönetim Kurulunun Organizasyonu ve
Yönetim Yetkisinin Devri, İstanbul 2011, s.120.
[7] Hatırlanacağı üzere bu noktada yönetim ve temsil yetkisinin devri
noktasında Kanun’da hata yapılmış ve temsil yetkisinin devri için esas
sözleşmede bulunma şartı maddeye eklenmemiştir.
[8] Doğan; s. 131.
[9] Doğan; s. 119.