d
Follow us
  >  İş Mahkemeleri Kanunu   >  7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu İle Getirilen Yenilikler

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu İle Getirilen Yenilikler

İşbu Blog yazısında 12.10.2017 tarihinde TBMM’de kabul edilip 25 Ekim 2017 tarih 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nu (“İMK”) kapsamında değişikliğe uğrayan hususlar, eski 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu (“eİMK”) ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

 

1.    İŞ MAHKEMELERİ KURULMAYAN YERLERDEKİ DURUM

İş Mahkemeleri kurulmayan yerlere ilişkin olarak eİMK m. 1/B’de; ‘İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır’ şeklinde düzenleme yapılmışken, yeni düzenlemeye göre İMK 2/3 maddesinde ‘İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince, bu Kanundaki usul ve esaslara göre bakılır.’ kuralı getirilmiştir. Böylece görevlendirilecek mahkeme kuralı kaldırılarak Kanunla doğrudan asliye hukuk mahkemeleri görevlendirilmiştir.

 

2.    DAVA ŞARTI OLARAK ARABULUCULUK KURUMU

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun bazı hükümler hariç tutulmakla beraber 25 Ekim 2017 yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği 38. Maddesinde (“Bu Kanunun; a) 3 üncü, 11 inci ve 12 nci maddeleri 1/1/2018 tarihinde, b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.”) Yürürlük başlığı altında düzenlenen hükümle kural altına alınmıştır. Bu hususta belirtilmelidir ki bu Kanunda zorunlu arabuluculuk kurumunun düzenlendiği 3. maddesi 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girecektir. Öncelikle belirtilmelidir ki zorunlu arabuluculuk olarak adlandırılan “dava şartı olarak arabuluculuk” kurumu;

ü  İşçi ve işveren arasında yaşanan sorunların dostane yöntemlerle çözülmesi,

ü  Davalarının uzun yıllar sürmesinin önüne geçilmesi,

ü  İş ve iş uyuşmazlıklarının en kısa sürede ve daha az masraflı bir biçimde çözümlenmesi

amacıyla getirilen bir sistem olarak yorumlanmaktadır. Uyuşmazlık taraflarını bir araya getiren uzman arabulucular, objektif bir şekilde taraflarla görüşme sağlayarak kendi çözüm yöntemlerini geliştirmelerini sağlamakta ve iletişim kurmalarına yardımcı olmaktadır. Ayrıca gerektiğinde taraflara çözüm önerileri sunarak anlaşmaları yönünde yol gösterici olmaktadırlar.

Bu noktada önemle belirtilmelidir ki İMK 3. maddesinde arabuluculuğun hangi davalar kapsamında ZORUNLU olduğu da  düzenlenmiştir. Buna göre;

ü  Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı

ü  İşe iade talebiyle açılan davalarda

arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilecektir. Dolayısıyla her iş davasında arabuluculuğa başvurma zorunlu değildir.

Çalışan tarafından talep edilebilecek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, eşitliğe aykırılık tazminatı, sendikal tazminat ve benzeri işçilik alacaklarının söz konusu olması halinde arabulucuya gidilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Bununla birlikte İŞ KAZASI VEYA MESLEK HASTALIĞINDAN KAYNAKLANAN MADDİ VEYA MANEVİ TAZMİNAT DAVALARI İLE BUNLARLA İLGİLİ TESPİT, İTİRAZ VE RÜCU DAVALARINI KAPSAMAZ VE BU HUSUSLARDA DAVA ŞARTI OLARAK ARABULUCUYA BAŞVURMA ŞARTI YOKTUR (İMK m. 3/3).

Arabulucuya gitmek zorunlu; ancak arabulucuda uzlaşmak zorunlu değildir. Bu nedenle taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa Mahkemeye gidilmesinde herhangi bir engel bulunmamaktadır. İMK 3/2. maddesine göre arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamazsa davacı, son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkeme tarafından davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilecektir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın dava usulden reddedilecektir.

“Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle esasa girilmeden usulden reddine karar verilir.”

Arabuluculuk görüşmeleri sonunda tarafların anlaşmaya varmaları halinde, üzerinde anlaşılmış olan hususların taraflar tarafından tekrar yargı konusu yapılması mümkün değildir. Arabuluculukta çözümlenmiş bir konunun tekrar yargı konusu yapılabilmesi için tehdit, hile, cebir gibi taraf iradelerini sakatlayan bir olgunun varlığı gerekir.

Arabuluculuk kurumuna ilişkin başvuru, yetki, görüşmeler, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler kapsamındaki düzenlemeler İMK’nun 3. maddesinin devamı fıkralarında düzenlenmiştir. Buna göre;

A.     Arabuluculuk Başvurusu

Öncelikle belirtilmelidir ki arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir (İMK m. 3/10).

Arabuluculuk başvurusu karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne yapılır. Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilir (İMK m. 3/5, 6).

Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder (İMK m. 8)

 

Arabuluculuğa başvuru usulü, arabulucunun görevlendirilmesi ve arabuluculuk görüşmelerine ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir. Ayrıca hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

 

Ek olarak belirtilmelidir ki 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunda düzenlenen gazeteci ile 854 sayılı Deniz İş Kanununda düzenlenen gemiadamı, dava şartı olarak arabuluculuk başvurusu kapsamında işçi sayılacaktır (İMK m. 3/20).

 

B.     Yetki İtirazı (İMK m. 3/9)

Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belgelerini sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhâl ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar ve dosyayı büroya iade eder. Mahkeme kararı büro tarafından 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca taraflara tebliğ edilir.

 

·         Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir ve arabulucunun dosyayı sonuçlandırma süresi (üç hafta, zorunlu hallerde dört hafta) yeni görevlendirme tarihinden başlar.

·         Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilir. Bu takdirde yetkisiz büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilir.

 

 

C.     Arabuluculuk Görüşmeleri

Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir.

 

Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır.

 

Arabuluculuk görüşmeleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, arabulucuyu görevlendiren büronun bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunun yetki alanı içinde yürütülür.

 

Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması veya varılamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir.

 

·         Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur ve bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.

 

·         Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

 

Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti,  aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin de belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.

 

İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, Tarifenin İkinci Kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilir.

 

Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. Arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.

 

D.     Arabuluculuk Başvurusu Üzerine Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre

Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez (İMK m. 3/17).

 

3.    SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA BAŞVURU ZORUNLULUĞU

eİMK’da aynı şekilde düzenlenmiş olan Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuru zorunluluğu kapsamında İMK’da herhangi bir değişiklik yoktur. Nitekim İMK m. 4’te düzenlendiği üzere; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması zorunludur.

·         Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan başvuruya altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır.

·         Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şarttır.

·         Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.

Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma re’sen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.

 

 

4.    İŞ MAHKEMELERİNDE GÖREV VE YETKİ

İMK m. 5’te iş mahkemelerinin görevleri şu şekilde sayılmıştır;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıkları.

 

b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklar.

 

c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklar.

 

İMK m. 6’ya göre iş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.

 

“-Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi

-İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” denilerek özel yetki kuralı – İMK m. 6/4: “İş mahkemelerinin yetkilerine ilişkin olarak diğer kanunlarda yer alan hükümler saklıdır–  düzenlenmiştir ve bu hususlara aykırı yetki sözleşmelerinin geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır.

 

5.    YARGILAMA USULÜ VE KANUN YOLLARI

İMK m. 7’de düzenlendiği üzere; iş mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır ve davaların yığılması hâlinde, her bir talebe ilişkin vakıalar bakımından ispat yükü ve deliller ayrı ayrı değerlendirilir. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacaktır. Dolayısıyla yürürlükten kaldırılan 5521 sayılı Kanun’da öngörülen sekiz günlük istinaf yoluna başvurma süresi kalkmıştır.

 

Kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlarYürürlükten kaldırılan Kanunda süreler karar yüze karşı verilmişse nihaî kararın taraflara tefhimi ile başlamaktaydı-. Kanun yoluna başvurulan kararlar, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtayca ivedilikle – Yürürlükten kaldırılan Kanunda 2 ay içinde denilmekte idi-karara bağlanır.

TEMYİZ EDİLEMEYEN KARARLAR

İMK’da temyiz edilemeyen kararlar 8. maddede düzenlenmiştir. Buna göre;

a) 4857 sayılı İş Kanunun 20 nci maddesi uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davalarında verilen kararlar.

b) İşveren tarafından toplu iş sözleşmesi veya işyeri düzenlemeleri uyarınca işçiye verilen disiplin cezalarının iptali için açılan davalarda verilen kararlar.

c) 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun;

1) 24 üncü maddesinin birinci ve beşinci fıkraları,

2) 34 üncü maddesinin dördüncü fıkrası,

3) 53 üncü maddesinin birinci fıkrası,

4) 71 inci maddesinin birinci fıkrası,

kapsamında açılan davalarda verilen kararlar.

ç) 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun;

1) 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası,

2) 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası,

kapsamında açılan davalarda verilen kararlar.

 

6.    HÜKÜM BULUNMAYAN HALLER

İMK m. 9’da düzenlendiği üzere; Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 6100 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

 

7.    GEÇİŞ HÜKÜMLERİ

İMK’da son olarak geçiş hükümleri ile yürürlük maddesi düzenlenmiş olup, yukarıda da belirtildiği üzere Kanunun; 3 üncü, 11 inci ve 12 nci maddeleri 1/1/2018 tarihinde, diğer hükümleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

Kanunda ön görülen geçiş hükümlerine göre;

–          Mülga 5521 sayılı Kanun gereğince kurulan iş mahkemeleri, bu Kanun uyarınca kurulmuş iş mahkemeleri olarak kabul edilir.

–          Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur.

–          Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih (01.01.2018) itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.

–          Başka mahkemelerin görev alanına girerken bu Kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dâhil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilmez; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunur.

–          İlk derece mahkemeleri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir.

 

8.    YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN HÜKÜMLER

İMK m. 10-37 arasında diğer Kanunlarda yürürlükten kaldırılan, değiştirilen ve ekleme yapılan maddeler düzenlenmiş olup, bu değişiklikler;

–          4857 sayılı İş Kanunu madde 20/1 ve 20/3

 

–          4857 sayılı İş Kanunu madde 21/3 ve 21/5

 

–          4857 sayılı İş Kanunu madde 91/2

 

–          4857 sayılı İş Kanunu madde 92/2 ve 92/3

 

–          4857 sayılı İş Kanunu Ek Madde 3

 

–          4857 sayılı İş Kanunu Geçici Madde 8

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun madde 2/1- (b) ve (e) bendi

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 4/2

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 6/3

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 8/1

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 13/3

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 15/6 ve 15/7

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 17 /1- (d) bendi ve 17/2

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/2 ve 18/3

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 20 /2-(ç) bendi ve (e) bendi ve 20/4

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 28/3

 

–          6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 31/1 fıkra ile 1. fıkranın (c) bendi, (ğ) bendi, (h) bendi ve (ş) bendi

 

–          6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun madde 15/1 ve 15/2

 

–          6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun madde 24/2

 

–          6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun madde 34/4

 

–          6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun madde 41/6

 

–          6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun madde 43/3

 

–          6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun madde 53/1

 

–          6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun madde 71/1

 

–          399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname Ek Madde 3

 

şeklindedir.