Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısı Hakkında
Okuyacağınız blog yazısı 03.11.2014 tarihinde
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan “Kişisel
Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı” (“Kanun Tasarısı”)‘na
ilişkin olarak hazırlanmıştır.
Kanun Tasarısının
Gelişim Süreci
İş bu Kanun Tasarısından önce, Dışişleri Bakanlığınca
21.07.2014 tarihinde “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması
Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesinin (“108 Sayılı
Sözleşme”)Onaylanması”na dair kanun tasarısı gündeme gelmiştir. Söz
konusu olan 108 sayılı Sözleşme ise, Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanarak 28
Ocak 1981 tarihinde Strazburg’da imzaya açılmış ve 1 Ekim 1985 tarihinde
yürürlüğe girmiştir.
108 sayılı sözleşmenin ülkemiz tarafından onaylanarak
yürürlüğe konması konusunda yapılan değerlendirmede, Sözleşmenin iç hukuk
düzenlemelerinin tamamlanmasından sonra onaylanması ve yürürlüğe konulmasının
uygun olacağı sonucuna varılmıştır. 108 sayılı Sözleşme ve bu sözleşme
çerçevesinde iç hukuk düzenlemelerinin de tamamlanması çerçevesinde kişisel verilerin
işlenmesi, kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve kişisel verileri
işleyen gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları usul ve esasların düzenlenmesi
amacıyla iş bu kanun tasarısı oluşturulmuştur.
Bu tasarı ile gerek özel sektör, gerekse kamu sektörü
tarafından bilişim sistemleri üzerinden verilerin kullanılması sonucunda bazı
bilgilerin istismar edilme riskinin bertaraf edilmesi amaçlanmıştır. Bu noktada
kişisel verilerin yetkisiz kişilerce elde edilmesinin önlenmesi, kullanılmaması
hedeflenerek temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesinin önüne geçilmesi
amaçlanmıştır.
Kanun’un İçeriğinin
İncelenmesi
Kişisel Veri Kavramı
İş bu Kanun Tasarısına göre kişisel veri kavramı,
bireylerin kimliklerini belirli hale getirmeye elverişli her türlü bilgi olarak
tanımlanmaktadır. Bu bağlamda kişinin kimlik, iletişim, sağlık ve mali
bilgileri ile özel hayatına, dini inancına ve siyasi görüşüne ilişkin bilgiler,
kişisel veri olarak nitelendirilmektedir.
Tasarının Kapsamı
Tasarı’nın hitap ettiği çevre olarak kişisel verileri
işlenen gerçek kişiler ile bu verileri tamamen veya kısmen, otomatik olan veya
olmayan yollarla işleyen gerçek ve tüzel kişiler sayılabilir. Bu Kanun
hükümlerinin kişisel verileri işlenen gerçek kişiler ile bu verileri işleyen
kişilere uygulanması öngörülmüştür.
Kanun hükümlerinde yer alan düzenleme ve esasların
uygulanmayacağı noktalar ise, istisnalar başlığı ile hüküm altına alınmıştır.
Bu durumlar, kişisel verilerin gerçek kişiler tarafından tamamen kişisel veya
aynı konutta beraber yaşayanlarla ilgili faaliyetlere ilişkin olarak, kişisel
verilerin anonim hale getirilmesi suretiyle araştırma amacıyla işlenmesi, basın
özgürlüğü çerçevesinde işlenmesi ve bu sayılan durumlar dışında özel kanunlarda
ayrı tutulmuş durumlara uygun şekilde işlenmesi durumlarında iş bu kanun
tasarısı hükümleri uygulanmayacaktır.
Genel Olarak Kişisel
Verilerin İşlenmesinde Uyulacak Esaslar
Tasarı ile, Uluslararası hukukta da geçerli olan,
Kişisel verilerin işlenmesi kapsamında; hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun
olma, doğru ve gerektiğinde güncel olma, belirli, açık ve meşru amaçlar
amacıyla işlenme, işlenme amacı ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma,
işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme ilkelerine
uyulması gerektiği düzenlenmiştir.
Tasarıya göre kural olarak kişisel veriler, ilgili
kişinin açık rızası olmadan işlenemez. İstisnaen rıza olmadan işlemek
mümkündür. Buna göre; kanunlarda açıkça öngörülmesi, fiili imkânsızlık
nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda olması veya rızasına hukuki
geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin veya bir başkasının hayatı veya beden
bütünlüğünün korunması için zorunlu olması halinde rıza olmasa da işleme
yapılabilir.
Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi,
felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, dernek, vakıf ya da sendika
üyeliği, sağlığı veya cinsel hayatıyla ilgili veriler özel nitelikli verilerdir
ve işlenmesi yasaktır. Bu özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi ise ancak
belirli hallerde mümkündür. Bu durumlar ise; ilgili kişinin açık rızası,
kanunlarda açıkça öngörülmesi, siyasi parti, vakıf, dernek veya sendika gibi
kar amacı gütmeyen kuruluşların mevzuatına uygun olmak ve 3. kişilere
açıklanmamak kaydıyla verilerin işlenmesi, ilgili kişi tarafından
alenileştirilmiş olması, bir hakkın tesisi veya kullanılması için zorunlu
olması, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve
bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin yönetimi amacıyla sır
saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler tarafından işlenmesi durumlarıdır.
Sonuç itibariyle; yukarda tanımı yapılmış olan özel nitelikli kişisel veriler
yalnızca sayılan bu durumlarda işlenebilmektedir.
Veri Sorumlusu ve
Yükümlülükleri
Veri sorumlusu kavramı; birim, kurum veya kuruluşlarda
veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya
tüzel kişiyi ifade etmektedir. Veri sorumlusunun aynı zamanda ilgili kişileri,
kişisel verilerin elde edilmesi, hangi amaçla işleneceği, kimlere hangi amaçla
aktarılabileceği, silinmesi ve yok edilmesi ile ilgili aydınlatma ve bilgi
verme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Aynı zamanda ilgili kişinin; kendisiyle ilgili kişisel
veri işlenip işlenmediğini öğrenmek, bunlara ilişkin bilgi talep etmek, amacına
uygun kullanılıp kullanılmadığını sorgulamak, kişisel verilerin aktarıldığı
kişileri bilmek, yanlışların düzeltilmesini talep etmek, kişisel verilerinin
zarara uğraması durumunda zararının giderilmesini talep etme hakkına sahiptir.
İlgili kişi için hak olan bu hususlar, veri sorumlusunun yükümlüsü olarak da
görülmektedir.
Veri güvenliğine ilişkin olarak veri sorumlusunun
kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenilmesini ve erişilmesini önlemek ve
muhafazasını sağlamaya yönelik tedbirleri almak gibi yükümlülükleri vardır. Bu
yükümlülükler veri sorumlusunun görevden ayrılması halinde dahi devam
etmektedir. Aynı zamanda kişisel verilerin kanuni olmayan yollarla başkaları tarafından
elde edilmesi halinde veri sorumlusu en kısa sürede bu durumu ilgilisine ve
Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na bilgi vermekle yükümlüdür. Kurul gerekirse bu
durumu ilan edecektir.
Aynı zamanda iş bu kanun tasarısında, ilgili kişinin
kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili taleplerini veri sorumlusuna
iletebileceği düzenlenmiştir. Bu taleplerle ilgili usul ve esaslar da kanun
tasarısında yer almaktadır. Buna göre; ilgili kişi öncelikle taleplerini veri
sorumlusuna iletecektir, başvurunun reddedilmesi veya cevap verilmemesi
durumunda, 30 gün içinde Kurula şikâyette bulunulması mümkündür.
Kişisel Verileri
Koruma Kurulu
İş bu Kanun tasarısı hükümleri kapsamında şikâyetleri
değerlendirmek, usul ve esaslara uyulup uyulmadığını re’sen kontrol etmek
yetkisi Kurul’a tanınmıştır. Bu noktada Kurul’un, denetleme yapmak, tedbirler
almak, görüş bildirmek, idari yaptırım sağlamak ve araştırma ve incelemeler
yaparak eğitim faaliyetlerini sağlamak gibi görevleri düzenlenmiştir.
Kurul’un resen veya şikâyet üzerine başlatacağı
inceleme ile ilgili usul ve esaslar kanun tasarısında düzenlenmiştir. Buna
göre; ilgili kişinin şikâyeti üzerine Kurul gerekli konularda inceleme
başlatacaktır. Bu inceleme kapsamında veri sorumlusu ilgili bilgi ve belgeleri
15 gün içinde Kurul’a göndermekle yükümlüdür. Kurulun yapacağı inceleme iki ay
içinde tamamlanır. Yapılan inceleme sonucunda, Kanun hükümlerinin ihlal
edildiğinin tespit edilmesi durumunda karar, hukuka aykırılıkların
giderilmesine karar verilerek ilgili veri sorumlusuna tebliğ edilir. Kurul’un
kanuna aykırı uygulamaların aynı zamanda yaygın olduğunu tespit etmesi halinde,
ilke kararı alınır ve bu karar yayımlanır. Aynı zamanda Kurul; telafisi güç
veya imkânsız zararların doğması ihtimali ve açıkça hukuka aykırılık halinde
veri işlenmesinin veya aktarılmasının durdurulmasına da karar verebilir.
İlgililer Kurul kararlarına karşı idare mahkemelerinde dava açabilirler.